Neden Hile Yaparız

İnsan Neden Hile Yapar
Hile Yapmak

Bütün öğretilerde hile yapmak kendine bir şekilde yer bulmuş ve sınırları belirlenmiştir. Sözlük anlamı: “kişinin rekabet ortamında yasak ya da doğru olmayan yollardan kazanmasını sağlayacak metotlar denemesi” demektir. Burada fırsat değerlendirmekle farkı ise yanlış, yani diğer insanlarca onaylanmayan metotlarla icra edilmesidir.

Hile yapmanın kökeni Habil ile Kabil menkıbesine kadar dayanır. Kabil kız kardeşiyle evlenmek için en kısa ve onaylanmayan çözüm için kardeşi Habil’i öldürür.  İçindeki hırs amacını gerçekleştirmek için ona her yolun mubah olduğunu sandırıp kardeşinin kanını akıtmayı tek çözüm olarak göstermiştir. Ve olay sonrasında insanlığa hile şerh olarak düşülmüştür.

Bütün dinler hile yapmayı doğru bulmaz, kültürler ise bazen namertlik; bazen şövalye ruhuna hakaret sayar. İnsanlığın tümel hafızası kötü bir şey olduğu konusunda hemfikir olmuştur. Yine de insanın kendisi hile yapmaktan vazgeçmemiştir. Adına bazen fırsat, bazen taktik deyip değer yargılarını sündürerek amacına ulaşmanın hazzının peşine düşmüştür.

Peki, İnsan Neden Hile Yapar?

Burada insanın en önemli motivasyonu kişisel menfaattir. Diğer insanlar arasında kendisine konfor sağlamak ve üstün olmak hile yapmak ana istektir. Aslında motor güç bencillik hissidir. Çünkü bencillik insanın en çok -hatta çoğu zaman sadece- kendini düşünmesini teşvik eder ve hile yapmayı olağanlaştırır. Sadece kendini düşünen insan hata yapmaya en yakın durum içerisindedir.

Amaç; diğerlerinden üstün olmak, yenmek, öne geçmek olarak açıklanabilir. Kişi hileyi rakip ekarte etmek ve ondan daha fazlası olduğunu göstermek için yapar. Bencillik çukuru onu diğer insanlardan uzaklaştırır ve diğer insanları onun için önemsizleştirir. Diğer insanların önemini kaybettiği kertede kişi de kendini daha çok gerçekleştirdiğini düşünür

Nasıl Yapılır?

Kişi önce ufak ufak hilelerle başlar. Burada ilk kural başkasının düşünmediği, değer yargılarına aykırı ve yolu kısaltan bir metot olmasıdır. Fikir bulunur ve denenir. İlk deneme safhası risklidir çünkü hem yakalanma riski vardır, hem de işe yaramama ihtimali yüksektir. Fakat kişi olumlu reaksiyon aldığı an, yani hilenin işe yaradığını gördüğü an sarmala artık girmiş olur. Her seferinde daha fazlasını yapmak ister. Çünkü bütün kolaylıklarda olduğu gibi hilede de hep daha fazlası istenir. Bir noktadan sonra da artık zihin tamamen yolu kuralları düşünmeden kısaltmanın peşine düşmüştür.  Oyun oynarken, yarış yaparken, sınava hazırlanırken, işyerinde bir projeyle uğraşırken… zamanlar ve mekanlar değişebilse de amaç ve metot genel hatlarıyla aynıdır.

Tam burada durup düşünmek gerek: gerçekten hile yapmaya değer mi? Emekten alınan haz, çalışmanın mükafatı olan başarının verdiği his ile hilenin kazandırdığı his aynı mıdır? Hepimize olur, bazen emeğimizin karşılığını alamamışızdır, işte uğraşıp didinip katma değer üretirken bir torpilli tepeden inme önümüze konmuştur. Ve isyan edesimiz gelmiştir. İnsanlık hali, isyan da insana dair… fakat emek verenle hile yapan arasındaki en büyük fark iç huzurdadır. Hile yapan bencillik çukurunda olup hep daha fazlasını düşlerken, emek verenin aldığı hazzı hiçbir zaman yakalayamayacaktır. Tek sıkıntı emek veren bu huzurun ne kadar değerli olduğunu çoğu zaman fark edemiyor. Zaten edebilse hayıflanmaktan ve isyan etmekten vazgeçecektir.